Aklımda Kalanlar

Hani bir akşam yemeğine gidersiniz de ertesi gün bir arkadaşınızla önceki akşamdan konuşunca aklınızda kalanlar olur. Onlar ertesi güne de, daha ertesi güne de kalırlar aslında. Aradan çok uzun zaman geçer, onlar hep aklınızda kalmaya devam ederler. Neler mi?

- Yazın ortasında, bir anda, ne olduğunu anlayamadığım bir sebepten, Türk teknelerinin Yunan adalarına çıkışının yasaklanması.

- Şehrin turizm önceliğinin ikinci sıraya düşüp inşaat sektörünün birinci sıraya yerleştiği, artık havalimanındaki gelen yolcuları karşılayan inşaatçıların standından bile görülür olması.

- Can kaybı olmadan büyük bir depremi atlatıp hayatla yüzleşmemiz.

- Rodos şövalyeleri tarafından 615 yıl önce yapılan Bodrum Kalesi’nin de inşaat çoşkusundan nasibini alarak tadilata girmesi ve ziyaretçilere belirsiz bir süre kapatılması.

- Turizmin doğum yeri Gümbet’te otellerin bir bir yıkılıp yerine rezidans denilen yerlerin yapılıp satılmaya başlanması.

- Bodrum’un bugüne kadar görülmemiş bir hızla göç almaya devam etmesi ve ölülerimizi gömecek yeni bir mezarlık yerimizin henüz yapılmamış olması.

- Bu göç dalgası yetmiyormuş gibi, bunu planlayacak mercilerin “Evinizi, toprağınızı satıp Bodrum’a gelin, mülk alın!” demesi.

- Neredeyse insanların evlerinin içinde çalışmaya başlayan rüzgar santrallerinin, mahkemelerin usulsüz yapıldığı ve yıkılması gerektiği kararına rağmen yıkılmayıp tepemizde dönüp durması.

- Bitmeyen çöplük yangınlarından dolayı annemin “Çocum şu pencereyi açamecem mi?” sorularını cevapsız bırakmış olmam.

- Bodrum merkezden, Gümbet’ten uzakta, Bitez’de sakince oturukduruz, diyenlerin de bütün yaz müzik gürültüsünden uyuyamamaları.

- Bugüne kadar şehirde yaşayanların çoğunun yerini dahi bilmediği, ulaşmak için doğru dürüst bir tabelasının bile olmadığı dünyanın 7 harikasından biri olan Halikarnas Mozolesi’nin, AKADEMİA (Akdeniz Ülkeleri Akademisi Vakfı) ve Bodrum Belediyesi tarafından, dünyaya yeniden kazandırılması amacıyla heyecan verici bir projeyle hayata geçirme girişimi.

- Çoğu işletmeler sezonun sonunu görmeden kapanırken, odalara kayıtlı lokanta ve cafe sayısının 1500’ü bulması.

- Yıllar önce, “Bodrum’a Türk turist gelmesin!” diyen başkana inat, 27 yıl sonra, “Bodrum sizi çağırıyor!” diye Anadolu’ya tanıtım tırı gönderilmesi.

- Coğrafi işaretli Bodrum mandalinasının gene dalında kalması.

- Her sokak başına bir zincir market şubesinin açılmaya devam etmesi.

- Şehre dört mevsim turist beklerken, adeta “Seneye yaza görüşmek üzere” diye pankart asıp giden işyerleri gibi, havalimanının dış hatlar terminalinin “tasarruf amaçlı” kapatılması ve Bodrum’a dış hatlardan gelen insanların ufacık bir salondan karmaşa içinde çıkış yapmaları.

- Şehrin alışık olmadığı ve her gün çoğalan eller havaya eğlence anlayışına karşın, ZAİ isimli yeni nesil bir kütüphanenin açılmış olması.

Benim geçen seneden aklımda galanlar bunlar.

Bilmem sizin aklınızda neler galdı gari…