Emirliklere...
- Orhan Dumanlı
- 25 Eki 2018
- 1 dakikada okunur
Bayram tatlı heyecanlar, tatlı telaşlar, büyükler, hatırlanmalar, tatil, sevdiklerimizle beraber olma, dinlenme, eğlenme ve yavaşlama demektir. Sabırsız kelimesini içinde barındırmaz. Sabırsız kelimesi bu Şeker Bayramı'nda da yine bizler için geçerli bir kelime oldu Bodrum'da…
Bayram namazına gidip en önde oturmak, namaz biter bitmez de camiden ilk çıkan olmak istedik. Fırından pide alırken bizden önce gelmişleri yok sayıp, bütün pideleri karıştırıp, ilk önce biz almak istedik. Fırında herkese yetecek pide ve ekmek varken…
Sabırsızlığımızı karşı kıyılara, adalara da taşıdık yanımızda. Diğer ülke vatandaşları sırada beklerken tekneye ilk binen biz, ilk çıkan biz olmak istedik sabırsızca. Teknenin tüm yolcuları almadan kalkmayacağını bilmemize rağmen…
Çocuklar gibi dondurma alırken bile bekleyemedik. ‘‘Ben daha önce gelmiştim’’ demekten...
Çoban salatanın siparişini alan garsona daha sipariş mutfağa gitmeden ''Salatam nerede kaldı?'' diye sitem ettik sabırsızca…
En uzak yeri yirmi dakika olan yarımadada dinlenmeye, eğlenmeye, huzurlu günler geçirmeye geldiğimizi unutup büyük şehirlerdeki alışkanlıklarımızla kural tanımaz, sabırsız ve tahammülsüz bir şekilde kullandık arabamızı...
Güzel olan her şeyde sabır ve tahammül vardır. Demokraside, aşkta, beraberliklerde, insanlıkta... Bodrum yaşamı da sabır ister, tahammülsüzlüğü kaldıramaz. ''Çok sabırsızsanız bana gelmeyin'' der sonunda.
Bodrum’un naifliğini, insancıllığını, misafirperverliğini kendi sabırsızlıklarımızla ve tahammülsüzlüklerimizle bozmayalım.
Daha sabırlı ve tahammüllü bayramlar geçirmek dileğiyle...

Commentaires