Sabırsız Bayram
- Orhan Dumanlı
- 24 Haz 2018
- 1 dakikada okunur
Bayram hepimiz için, güzel heyecanlar, tatlı telaşlar, büyüklerimiz ve sevdiklerimizle beraber olmak, hatırlanmak, dinlenmek, eğlenmek, tatil yapmak ve sakinlik demektir çoğunlukla. Ama 'sabırsızlanmak' kelimesini içinde barındırmaz bayramlar. 'Sabırsızlanmak', bu şeker bayramında da yine bizler için geçerli bir kelime oldu Bodrum'da. Bayram namazına gidip en önde oturmak, namaz biter bitmez de ilk çıkan olmak istedik camiden. Fırından pide alırken bizden önce gelenleri yok sayıp; bütün pideleri karıştırıp, ilk önce biz almak istedik, fırında herkese yetecek pide ve ekmek varken. Sabırsızlığımızı karşı kıyılara, adalara da taşıdık yanımızda. Diğer ülke vatandaşları sırada beklerken; tekneye ilk binen de, ilk çıkan da biz olmak istedik sabırsızca. Teknenin tüm yolcuları almadan kalkmayacağını bilmemize rağmen. Çocuklar gibi dondurma alırken bile bekleyemedik, "ben daha önce gelmiştim" demekten. Çoban salatanın siparişini alan garsona daha sipariş mutfağa gitmeden, "salatam nerde kaldı?" diye sitem ettik sabırsızca. En uzak yeri yirmi dakika olan yarımadada, dinlenmeye, eğlenmeye, huzurlu günler geçirmeye geldiğimizi unutup; büyük şehirlerdeki alışkanlıklarımızla kural tanımaz, sabırsız ve tahammülsüz bir şekilde kullandık arabamızı. Güzel olan herşeyde sabır ve tahammül vardır. Demokraside, aşkta, beraberliklerde, insanlıkta... Bodrum yaşamı da sabır ister. Tahammülsüzlüğü kaldıramaz ve "çok sabırsızsanız bana gelmeyin" der sonunda. Bodrum’un naifliğini, insancıllığını, misafirperverliğini kendi sabırsızlıklarımızla ve tahammülsüzlüklerimizle bozmayalım. Daha Sabırlı ve tahammüllü olduğumuz bayramlar geçirmek dileğiyle.

Commentaires